Öğretmek
- Sibel Okan
- 24 Kas 2024
- 1 dakikada okunur

Öğretmenin tanımının modern dünyada çarpıtıldığını düşünüyorum. Öğretmek, birçok kimseler tarafından “kişileri aynı yapmak” zannediliyor. Bir hedef belirleniyor, o hedefin ucunda “olunması gereken bir oluş, biliş modeli” var. Öğrencilere nasıl “öyle” olunacağı öğretiliyor. Öğretmekten ziyade ezberletiliyor. Öyle olamazsa, başarısız kategorisinde değerlendiriliyor.
Öğretmek, yol göstermektir. Yolu nasıl yürüyebileceği, yolda karşısına çıkabilecek engeller ve korunma yolları, yolda onu destekleyecek araçların kullanımını öğretmek gibi çeşitlenebilir. Ama yolun sonunda öğrencinin ne olacağını öğretmen belirleyemez.
Öğretmenin asıl görevi rehberlik etmek, yolunu kolaylaştırmaktır.
Öz’ünde ise amacı; öğrenciye “kendi olmayı” öğretmektir.
Kendi kaygılarını, korkularını, koşullanmalarını öğrencisine dayatmak ve onun potansiyelini kısıtlamak, öğrenciyi kendisi yapmak değil…
Vizyonum; müfredatta “Kendin Olmak” adlı bir ders.
Kişi kendini bildiğinde, özünden yaşadığında yaşam çiçekleniyor, yaratım vuku buluyor nihayetinde.
Büyüme çağında kendi olmayı bilen neslin getireceklerini düşündükçe heyecanım artıyor!
Böyle bir öğretim modeli için, öğrenciye kendi olmayı öğretebilmek için öğretmenin de kendi olmayı bilmesi gerekiyor.
Tüm bunlar kendini tanımaktan geçiyor…
An’da ve Yaratıcı Yaşam’dan geçiyor…
İnanıyorum ki kendi olan öğretmenler, kendi olan öğrenciler yetiştirebilir.
Ancak kendi olabilen öğrenciler birbirlerine, çevreye, doğaya, yaşama saygı ve sevgiyle adımlar atabilir.
“Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” -Mustafa Kemal Atatürk
Öğretmenler özeldir, ama sadece okulda değildir.
Bizler, her adımımızla öğretmen olduğumuzun sorumluluğunu aldığımızda, kişilere güvenli ve sevgi dolu bir alan tutarak kendileri “olabilecekleri” kolaylaştırıcılığı sunduğumuzda bu Anadolu topraklarında ne çiçekler yetişir.
Sibel Okan
댓글