Gölgenden Kaçmadan Eyleme Geçebilmek (Şubat, 3. Hafta)
- Sibel Okan
- 23 Şub 2024
- 1 dakikada okunur

Kaçıyorsun kendinden. Karanlık diye sevmediğin, eleştirdiğin, suçladığın, kızdığın, değiştirmeye çalıştığın, hırpaladığın özelliklerinden. Belki ötekine öfke duyuşundan. Belki hırsından. Belki ilişkilerindeki problemlerden.
Kaçtığınsa yalnızca kendi gölgen. Ne kadar kaçmaya çalışırsan çalış farkındalık ışığın aynı yönden ve aynı miktarda geldiği sürece kaçamayacağın gölgenden. Onunsa kaçmana değil, onu görmene ve farkındalık ışığının yönünü ve miktarını değiştirerek aydınlanmaya ihtiyacı var. Onu reddetmene değil onu anlamana ihtiyacı var.
Onu anlamak demek olanı görebilmekten geçiyor. Bunun içinse zihnin ürünü olan düşüncelerden ve düşüncelerden doğan fikirlerden arınmak gerekiyor. Çünkü fikirler hakikatin kendisi değil, yalnızca zihnin yarattığı kurmaca bir gerçeklik algısı. Bu kurmaca dünyada zaman ve hesap var, kendini koruma, inanma, reddetme, kınama, doğrulama var. Bu süreç gerçekleşene ve nihai fikre ulaşana kadar an’da olan geçmişte kalıveriyor. An’da yaşanana asla yetişilemiyor. Ve düşünce süreci sonunda atılan adımlar da geçmişe yönelik bir tepkiden öteye gidemiyor.
An’da olana bir yanıt verebilmek, eyleme geçebilmek için bu illüzyon dünyanın dışına çıkabilmek gerekiyor. Ancak bu illüzyon dünyanın dışında farkındalık ışığı doğru yönden ve doğru miktarda gelerek gölgede kalan taraflarına aydınlığı taşıyabiliyor. Ancak bu illüzyon dünyanın dışında sevgi deneyimlenebiliyor. Sevgiyi deneyimleyebilmek, hatta sevgi olabilmek için kendinden kaçmadan kendini anlaman gerekiyor.
Comments