top of page

Akıllardaki Soru: Sevgi Nedir?

  • Yazarın fotoğrafı: Sibel Okan
    Sibel Okan
  • 14 Şub 2024
  • 3 dakikada okunur


Sevgi’nin bu zamana kadar bende en karşılık bulan açıklaması, yakın zamanda okuduğum Az Seçilen Yol (Dr. M. Scott Peck) kitabında çıktı karşıma.


“Sevgi, insanın kendi benliğini, kendisinin ya da başkasının ruhsal tekamülünü desteklemek amacıyla, genişletme iradesidir.”


Gel bu sevgi tanımının mana derinliğine dalalım:


 

  • Kişinin kendi benliğini genişletme iradesi:

Özümüz sonsuz, ışıldayan bir kaynakken, her birimize özel hediyelerimizi barındırıyor ve yaşama sunmamızı bekliyorken; özümüzün üstünü kapatan, özümüzü hem kendimizin hem başkalarının görmesini engelleyen katmanlar var. Bunlar benliğimizle özdeşleştirdiğimiz türlü türlü kimlikler; nam-ı diğer: Ego.


Bu katmanlar özümüzü sıkıştırıyor, daraltıyor. Bu kimliklerden arınmaksa benliğimizi genişletiyor.


Benliğimizi genişletmek, yani bu kimliklerden arınmak, sadece pasif bir niyetle ne yazık ki mümkün olmuyor. Bilinçli bir çaba gerektiriyor. Kendini gözlemlemeyi, kimliklerini fark etmeyi, yeni bir seçim fırsatı önüne geldiğinde bu farkındalıkla uyumlu yeni bir seçim yapabilmeyi... İşte bu yüzden bir irade sevgi.


Yani sadece seviyorum demekle olmuyor. Ne kendini, ne karşındakini. Sözle davranışın ahenkle uyumu gerekiyor.

 

  • Kendisinin ya da başkasının ruhsal tekamülünü desteklemek:

Ruhsal tekamül, özü keşfetme yolculuğu. Kişinin kendisiyle tekrar tanışma yolculuğu. Kendisi sandıklarından sıyrıldıkça tanıyabiliyor kişi, gerçekte kim olduğunu.


Kendine karşı, senin başkasına karşı ya da başkasının sana karşı gösterdiği çabanın sevgi olup olmadığını anlamak için muazzam bir gösterge, her defasında sor kendine:

Çabam kendimin ya da başkasının ruhsal tekamülünü destekliyor mu?


Karşının sana sunduğu sevgiyi anlamak için de tam tersi:

Çabası benim ya da onun ruhsal tekamülünü destekliyor mu?

 

  • Kendine sevgin:

Sevgi, öz sevgi ile başlıyor. Kendinde olmayanı başkasına da veremiyorsun. Kendini sevebildiğin ölçüde başkasını sevebiliyorsun.


Kendini sevmek, yine kendini bilmekten geçiyor. Sınırlarını keşfetmek, sınırların dahilinde "evet" ve "hayır" ayrımını yapabilmek, ihtiyaçlarını belirlemek ve nasıl karşılayabileceğine dair kaynaklarını tespit etmek, bu kaynakları kullanmaya özen göstermek, öz şefkatini beslemek ve kendine yüklenmeden acını sarıp sarmalayabilmek, pansuman yapabilmek, sana keyif veren hobilerine zaman ayırabilmek…


Sevgi kabına özenle bakmak beslemek, ki başkasına da akabilmek, akıtabilmek.


  • Başkasına sevgin:

Çok mu vericisin hayatında? Hep destek oldun, onları sevdiğinden her işlerine koştun, zor günlerinde hep yanında oldun öyle mi?


Peki bu davranışın karşıdakinin ruhsal tekamülüne gerçekten destek oldu mu?


Eğer her işini sen yaptığın için sorumluluk alma bilinci köreldiyse ve hep başkasından bekliyorsa, hep pohpohladığın için kendine dair farkındalığı yoksa, onun yerine sen üzüldükçe zorlu duygularını yaşayamıyorsa gerçek sevgi değil gösterdiğin.


Karşındakinin kendine düşen sorumluluğu üstlenmesi için acı verse de geri çekilebilmek, bazen iyi olmadığını uygun bir dille söyleyebilmek, sempatiye yenik düşmeden empatide kalabilmek ve kendi zorlu duygularını yaşamasına "güvenli" bir alan açabilmek çaba gerektiriyor ve sevgi işte bu demek.

 

  • Sevgi karşılıksız:

Bugün sen ona destek oluyorsun, iyilik gösteriyorsun. Yarın da o sana destek olsun, ilgi göstersin diye mi? Yarın geldiğinde destek olmadığında, ilgi göstermediğinde, nefrete mi dönüşüyor sevgi dediğin? O halde bu sevgi değil ki…


“Do it from love, not for love.” denmiş. Yani ne yapıyorsan sevgiden yap, sevgi için değil.


Sevgi için yapıyorsan, onun adı bil ki sevgi değil.


Kaybetme korkun varsa, bil ki o sevgi değil.


Karşındakine bağımlı haldeysen; ancak onun varlığı ile tam olduğunu düşünüyorsun demektir. Kendin için yapabileceklerini göz ardı edip, karşındakinin senin için yapması gerekenleri, yapmadıkları ile ilgileniyorsan burada bir dengesizlik var. Beklentidesin demek, kendini eksik görüyorsun demek. O zaman bil ki öz sevgine dönüp bakman, beslemen gerek.

 

  • Sevgi emektir:

Sevdiğin kişiye bağlılık gösterirsin. Bağımlılıkta en azından bir taraf kendini eksik görür ve diğeri tamamlasın bekler. Ama bağlılık öyle değil. İki kişi tam’dır. Kişi kendi ile karşıdaki arasındaki ayrımı, sınırı, farklılığı bilir ve bunları kabul ederek karşısındakine dikkatini vermeyi seçer. Bunun için de çaba gösterir.


Dinler.


Yargılamaz.


Olduğu haliyle kabul eder.


Aradaki sevgiyi sürdürmenin eşit sorumluluğunu alır.


O yüzden, sevgi emektir.

 

  • Sevgi, sevinç kadar acıyı da kabul etmeye cesarettir:

Çünkü kendi benliğini, kendinin veya başkasının ruhsal tekamülünü desteklemek amacıyla, genişletme iradesi sevinç getirebildiği gibi bazen acı da getirir.


Hayır diyebilmek, sınırlarını gözetebilmek, karşının sorumluluk alması için bazen geri çekilmek, karşındakini acı çekerken görmek kolay değildir. Çoğu kişi bu acıya cesaret edemediği için sevgiden yoksun bırakır kendini.


Ama sevginin hediyeleri, bu acının ardında gizlidir.


Tadan bilir...

Yorumlar


Yeni Blog Yazıları ve İçeriklerden Haberdar Olmak İçin

Bültene Abone Ol

Aramıza hoş geldin! Gelen emailden

aboneliğini onaylamayı unutma.

© 2024 Sibel Okan. Tüm hakları saklıdır.

Sibel Okan

Instagram hesabı:

  • Instagram
bottom of page