top of page

YOL

  • Yazarın fotoğrafı: Sibel Okan
    Sibel Okan
  • 2 Oca 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Kas 2024


Yeni bir yeri ziyarete gidince zannedilir ki görülmesi gereken müzeleri, ünlü yerleri görmek, yöresel lezzetlerini tatmak, dönerken eşe dosta hediye almak sıralaması ile gidilmeli. Beklenti de bu yöndedir. Sorar sana;


-“Eee, şu müzeyi gördün mü?”

+“Hayır”

-“Aaa, keşke görseydin, kaçırmışsın!”

 

-“Eee, şunu tattın mı?”

+“Hayır”

-“E o zaman ne yapmaya gittin oraya, en ünlü tatlısı o!”

 

Bir de kendinden emin sorar, gitmediğini duyunca senin adına üzülür ama arkada egonun sevincidir duran. Ben biliyorum, ben gördüm, o bilmiyor, o tatmamış. Bunların egodaki tanımı “ben üstünüm”dür. Ve kendini üst ya da altta görüyorsan, niyetin ne kadar masum görünse de bil ki seni üst ya da altta “zanneden” egodur.

 

E peki o yerin kültürü?

Orada yaşayanların hikayeleri?

Ünlü olan yerlerinin arkasındaki, pek de ünlü olmayan sokakları?


Bir yeri bir yer yapan tam da bunlar değil mi?


Onları niye görmezden geliyoruz o halde?

Bize böyle öğretildiği için mi?

Instagram’da paylaşılmadığı için mi?

Çekici görünmediği için mi?

Popüler olmadığı için paylaştığında kimse anlamayacağı için mi?

 

Bu soruları yazdım çünkü ben eskiden tam da bunlar için yapmıyordum, kültürünü öğrenmek için bir çabam olmuyordu. İstememekten değil de üşeniyordum. Bana hazır sunulanla yetiniyordum.


Hazır sunulan ise illüzyondu. İllüzyonun arkasındaki gerçeği öğrenmek içinse çaba harcamak gerekiyordu.


Aslında hayatta gerçek olanların çoğuna bu şekilde ulaşılıyor. Bir popüler kültürün sundukları var; bir de arkasında sunulmayan ama daha değerli olanlar. Bir genel yaşam tarzı var, işten eve, evden işe şeklinde çerçevesi belirli ve sınırlı; bir de kendi zamanını ve enerjini yönetebildiğin, yeteneklerini sergilediğin kendi yaşam tarzın. Bir popüler davranış modeli var sürüyü takip ettiğin; bir de tekamül yolu var kendini keşfettiğin, farkındalıklarını yaşamına adapte ettiğin.


Çoğunluğa uymak çaba gerektirmezken, kendi yolunu bulmak bilinçli bir çaba gerektiriyor.


YOL olarak başladığım bu seride Anadolu’ya köklerimizi keşfetmek için çıktığım rotayı, bu coğrafyada, hem bölgede hem kendimde, keşfettiklerimi paylaşmaya niyetlendim. YOL’un beni götürdüğü ilk durak, Şeb-i Arus döneminde Konya ve Mevlana ile buluşma idi.


Sibel Okan



Comments


Yeni Blog Yazıları ve İçeriklerden Haberdar Olmak İçin

Bültene Abone Ol

Aramıza hoş geldin! Gelen emailden

aboneliğini onaylamayı unutma.

© 2024 Sibel Okan. Tüm hakları saklıdır.

Sibel Okan

Instagram hesabı:

  • Instagram
bottom of page